27 Ekim 2014 Pazartesi

Soğuk Depoalrda Fiziksel Bağıntılar

Yapı fiziksel verilerin anlaşılması kusursuz inşaat yapılmasını kolaylaştırır ve çalışır bir detay için gerekli temeli sağlar. Isının yok edilmesi veya soğukluk kalorilerinin oluşturulması ısı oluşturulmasından kat kat pahalıdır. R. Hempel bunun ısı oluşturmaktan 10 ile 15 misli pahalıya mal olduğunu söylemektedir. Bir soğuk deponun çalışırlığı ve buna bağlı olarak ekonomikliği ilk olarak şunlara bağlıdır:

· Termik etki altında kalan yapı elemanlarında etkin bir ısı yalıtımı (izolasyon) ve
· Doğru yerde uygulanan, sızdırmaz olan ve öyle kalan su buharı kesici.

Yalıtmak ve kesmek, soğuk depoların temelini oluştururlar. Son yıllarda soğuk depoların çalışma sıcaklıklarının ne kadar düşürüldüğü düşünülürse bu da yerindedir.

Gıda maddeleri, genellikle derin soğutulur. 1,5 seneye kadar bir depolama süresinden sonra vitamin değerleri ve lezzetleri bozulmadan tazeliklerini korurlar. Derin soğutulan gıda maddeleri için -22o ile -28oC arasında sıcaklıklar, hatta yağlı gıdalar için (-35o) – (-40 oC) lik sıcaklıklar gereklidir. Böylece ısıtılan binalara kıyasla sıcaklık ve buhar basıncı farkları oldukça büyür. Kritik mevsim tabii yazdır.

Soğuk depolar inşasında, genel olarak ısıtılan ev inşasındaki yapı fiziksel kurallar geçerlidir. Hatta bunların önemi daha fazladır. Hatalar sadece teknik değil ekonomik açıdan da kendilerini hemen gösterirler.

Soğuk depolarda iç sıcaklıklar çalışma sırasında sabittir. ± 0 oC ve daha yukarı sıcaklıklarda
çalışan soğuk depolarda, dış sıcaklığın yüksek olduğu zamanlarda dışarıdan içeri doğru bir ısı ve buhar akımı mevcuttur. Bu odalarda kıs mevsiminde ısı ve buhar akımı yönü terstir.

kaynak : GNYAPI


25 Ekim 2014 Cumartesi

Döşemelerde Zorluklar

Bu modern döşeme kaplamalarında sık sık zorluklarla karşılaşılabilir. Bunun nedeni oda ısısında yeniden etkinleşen ve kaplamada fark edilir büzülmelere yol açan Latent (kapalı kalmış = yerleşik) gerilimler olabilir.

Bu sayede kaplama tabakaları arasında geniş, toz toplayıcı derzler meydana gelir ve çirkin bir görünüm arz ederler. Tabakalar birbirlerine kaynatılırsa bu engellenir. Fazla dolgulu kaplamalara kaynak yapılamaz (aynı şekilde lastik kaplamalara da). İyi PVC tabaka ve levhalar birbirlerine sıkıca kaynak edilebilir.

Kaynak olayı modern aletlerle kolaylaştırılmıştır. Kaynak şeritleri renklendirilebilir ve estetik etki arttırılabilir. Böyle kaplamalar üzerinde yoğun bir yaya trafiği olsa bile yıllar boyunca gözle görünür bir aşınma tesbit edilemez.

Yapı pratiğinde bu kaplamalarda kısmen buhar sızdırmazlığın yol açtığı su güçlüklerle
karşılaşılabilir:

a) Kaplamada uzun yarım sosis seklinde kabarcıklar oluşur. Bunlar kaplama yapıldıktan
kısa süre sonra meydana çıkar. alt zeminde hâlâ bol miktarda nem vardır. Kaplama bozulmuştur ve yenilenmesi şarttır.

b) Kaplama işleminden kısa bir süre sonra yuvarlak veya oval kabarcıklar ve tümsekler
oluşur. Nedeni, incelticili yapıştırıcının kalınlığı fazladır veya kaplama altındaki havanın tümü dışarıya çıkartılmamıştır. Bu kabarcıkların şekli nemin oluşturduklarınkinden biraz farklıdır.

c) Kaplama çabuk kirlenir ve kahverengi çirkin bir renge dönüşmeye baslar. Ev kadını işgüzarlıkla kaplamayı çok sık temizlemiştir. Kapama üzerinde kalın bir bal mumu filmi oluşmuş ve toz çekmeye başlamıştır. Çözücü temizleme maddeleriyle bu görüntü
giderilebilir.

d) Kaplama siyah renkli lastik ayak veya tekerleklerle temas edince giderilmesi olanaksız olan koyu renk çizgiler oluşur. Böyle temas noktaları altlıklarla izole edilmelidir.

Bunlar arasında en fazla nem kabarcıklarına rastlanır. İnşaatın hızlı bir tempoda yapılması da nem kabarcıkları oluşması ihtimalini arttırır. Dış ülkelerde betonun üst yüzeyini özel yansıtıcı ve ısı kaynaklarıyla kurutan ve bunun üzerine sızdırmaz kaplama yapan firmalar da mevcuttur. Bir beton sapın üst yüzeyindeki suyu almak karmaşık bir işlem değildir. Fakat hiçbir işe yaramaz çünkü geride kalan nemin yukarı çıkması ve kaplamayı deforme etmesi engellenemez.

Sızdırmaz plastik kaplamalar üzerinde ilkbaharda veya yazın su oluşuyorsa bunun suçlusu nemli sıcak yaz havası olabilir.  Kaplama da soğuk bir tavan üzerinde yer aldığından su yoğuşacaktır.

Daha kaliteli plastik ve elastik kaplamalar daha uzun süre aşınmazlar ve görünüşlerini korurlar. Fakat bunun için uzmanlık isteyen bir bakım şarttır.

Kaynak : GNYAPI


22 Ekim 2014 Çarşamba

ISICAM Ultra

Isıcam Ultra genellikle konutlar ile giydirme cephe dışı cam uygulamalarında kullanılan güneş kontrol kaplamalı açık füme renkli yalıtım camı ünitesidir. Isıcam Ultra güneş kontrolüne ek olarak günesin aşırı parlaklığının denetlenmesi gereken yerler ve konumlar için de uygun bir seçenektir.


Kaynak : GNYAPI

20 Ekim 2014 Pazartesi

Sıvı Yalıtkanlar ile Su Yalıtımı Uygulaması

Bir yapıda zemin altında veya üstündeki yapı elemanlarının yüzeylerine yalıtım malzemeleri soğuk ya da sıcak olmak üzere iki şekilde uygulanır.

SOĞUK UYGULAMA

Düzeltilmiş, kurutulmuş ve temizlenmiş yüzeye, soğukta kullanılabilen sıvı haldeki malzemelerin bir veya iki kat halinde uygulanmasıdır.

SICAK UYGULAMA

Düzeltilmiş, kurutulmuş ve temizlenmiş yüzeye, normal şartlarda katı halde bulunan ve ıslatılarak eriyik haline getirilen yalıtkanların bir kat veya daha fazla katlar halindeki uygulamasıdır. Sıcak ve soğuk uygulama ile sıvı halindeki yalıtkanlar kullanılarak yapı elemanlarının dış ve iç yüzeyleri yalıtıla bilir. Dış yalıtım için, bina temelinin oturtulacağı zemin üzerine 6-10 cm kalınlığında koruyucu beton dökülür ve üzeri perdahlandıkça yalıtım malzemesi gibi sıvı haldeki veya zift, asfalt gibi ısıtılarak sıvılaştırılan yalıtım malzemeleri sürülür. Temel ve döşeme beton dökülürken yalıtım tabakasının zedelenmemesine dikkat edilir. Temel duvarlarının dış yüzü çimento harcı ile sıvandıktan sonra sıvı haldeki yalıtım malzemesi bir veya daha fazla katlar teşkil edecek ve temel ile duvarın birleşim yerinde boşluk veya aralık bırakılmayacak şekilde sürülür. Gerekirse sürülen yalıtkanın dışında bir koruyucu duvar yapılır. Bina temel duvarının dışından, yalıtım yapılmasına imkan yoksa, yalıtım içeriden yapılır. Döşeme grobetonu ve duvara çimento harcı sıva yapılıp kurutulduktan sonra sıvı haldeki yalıtkan sürülür. Döşemede yalıtım malzemesi üzerine tesviye betonu sürüldükten sonra döşeme kaplaması yapılır. Duvarda yalıtım üzerine yağlı boya veya badana yapılamaz. Duvar kağıdı kaplanamaz.

13 Ekim 2014 Pazartesi

Bina Dış Pencereleri

Son yıllarda yapı cephelerinin pencere yüzeyi oranları, gittikçe artmıştır. Brüt cephenin pencerelerinin yüzey oranı, geleneksel yapı tarzında % 15-25 iken, bu  değer bugün % 35-90’a kadar ulaşmıştır. Bu sebeple bir çok yapı fiziksel sorun ortaya çıkmıştır.

SORUNLAR

Dış cephenin ne kadarının cam yüzey olacağı, şartlara göre, farklı şekilde saptanması gereken bir problemdir. Fazla büyük cam yüzeylerinin hiçbir gerekçe göstermeden ve sadece estetik açıdan değerlendirilerek, yapıya sadece modern bir görünüm kazandırılacak şekilde uygulanması hatalıdır. Bir çok şehirde modern bir yapının, fazla büyük olmayan dış pencerelerle de sağlanacağına dair yeterli kanıtlar mevcuttur.
Doğaldır ki, ısı yalıtımı başta olmak üzere büyük cam yüzeylerin lehinde ve aleyhinde söylenecek çok şey vardır.
Şehre bağlanmış insanın ışık, hava, güneş ve doğaya olan özlemi mümkün olduğunca büyük pencerelere karsı isteği arttırmaktadır. Ama buna karsı zemine kadar ulaşan pencerelerde, ev sahibinin cam yüzeyi alt kısmını çeşitli yöntemlerle dışarıdan içeriyi göstermeyecek hale getirdikleri ve böylece yine belli bir tür duvar paravanası, parapet oluşturdukları görülmektedir.
Büyük cam yüzeyleri savunanlar, büyük pencereler sayesinde kullanılan sahanın arttığını iddia etmektedirler. Pencere yüzeyi küçük olan çalışma odalarında şimdiye kadar kişi basına 15 – 20 m2 zemin alanı düşerken bu değerin, İsviçre’deki aşırı büyük pencereli bürolarda kişi basına 7,4 m2 ye düşürüldüğü, stop – ray camlarından (ışın kesici camlar) büyük pencere alanı olan bir büroda çalışanlara kişi basına sadece 6,5 m kullanım alanı yetmekte olduğu söylenmektedir. Buna karsı pratikte, kafa isçilerinin bu tür “rasyonel” odalardan uzak kalıp, nitelikli konstrüksiyon ve donanımlarına rağmen büyük büroları terk edip tek kişilikmütevazi büroları tercih ettikleri sık sık görülmektedir.

Büyük pencerelerin sakıncaları da görmemezlikten gelinemez. Seiffert, mimarların büyük cam yüzeylerin neden olacakları büyük enerji – ekonomik dezavantajlar ve fizyolojik hasarlar konusunda aydınlatılmaları gerektiğini söylemektedir. Batı Almanya’da devlet hesaplama merkezi, mimarların yapı tarzının “bir işe yaramaz” olduğunu ileri sürmüş ve o günkü duruma göre “Pencere yüzeyleri tüm dış duvarları kaplarlar ve zemin alanının, yaklaşık % 40 kadar alanları vardır. Diğer odalarda pencereler zemine kadar ulaşır ve zemin alanının % 66’sı kadardır. Yazın büro odalarında 36 oC ye kadar sıcaklıklar ölçülmüştür.Çalışanlar arasında bayılma olayları görülmüştür.” demiştir.
Ülkemizde de bir çok iş yeri ve Resmi Daire binalarında neredeyse dış cephenin % 100 ünü kaplayan pencereler olduğunu biliyoruz. Güneşten korunma levhalarının sonradan eklenmesi çok masraflı olup, dış görünüşü bozduğundan başka, teknik açıdan gerçekleştirilmesi de genellikle olanaksızdır. Özellikle hafif cephelerde büyük pencere alanları, yazın oldukça dezavantajlıdırlar.

Pencere boyutlarının belirlenmesinde mimar, sadece estetik açılardan etkilenmemelidir. Hem konstrüksiyon, hem de ekonomi açısından elverişli pencere boyutunu bulmak hiçte kolay değildir. Pencereler yapılarına ve odanın kullanım alanına göre şu noktalar göz önüne alınarak boyutlandırılmalıdır.

•Gün ışığı gereksinimi,
•Kış durumu (ısı kaybı),
•Yaz durumu (ısı yüklemesi).


Kaynak : GNYAPI


11 Ekim 2014 Cumartesi

Soğuk Yapılarda Isı Yalıtımı

Kış mevsimlerinde soğuk ya da maksimumum derecede serin olan ve ısıtılmayan yapılara soğuk yapılar denilmektedir. Bu tip yapıların çatılarının tavanlarında ısı yalıtım katmanları bulunabilir. Ekseriyetle bu çatılar sadece sac, cam ya da lifli çimentodan meydana gelirler.

Lifli çimentodan ondüle levhalar, metal, cam veya plastik folyolardan hafif çatıların ısı yalıtımı ve ısı depolama değeri çok düşüktür. Bu değerler ihmal edilebilir. Güneş altında çabucak ısınırlar ve çatısını oluşturdukları hacmi aşırı derecede ısıtabilirler. Böyle bir bölme az havalandırılır, hatta hiç havalandırılmazsa dış havanınkini aşan iç sıcaklıklara ulaşılır. Bu durum özellikle güneş ısınlarının büyük pencereler veya çatı yüzeyindeki camlı bölmelerden hiç engellenmeden içeri girebildiklerinde görülür.

Güneş battığı zaman ince çatı çabucak soğur. Isı yansıtmaları o kadar fazladır ki sıcaklığı soğuyan dış hava sıcaklığının altına düşebilir. Kapalı hacim içinde hava henüz sıcaktır. Bu nedenle cam çatılı kapalı çarşılarda sık sık rastlanan su oluşumları görülür.

Bundan korunmanın iki yolu vardır. Basit yöntem, oluşan sıcak havayı doğal havalandırmayla dışarı vermek ve serin gece havasının engelle karşılaşmadan yapı içine girmesini sağlamaktır. Diğer yöntem bir ısı yalıtım tabakası kullanmaktadır. Isı geçirim direnci R = 0,17 m2.K/W lik bir yalıtım tabakası yeterlidir.

Basit bir ahşap kabuklu çatı, bu yalıtım değerini sağlar. İçinde su ile çalışılan imalathaneler de soğuk yapı sayılırlar.

Buralarda içeride bulunan su hava sıcaklığını düşürür ve nem oranını arttırır. Bu gibi yapılarda kritik mevsim, normal nemli yapıların aksine yaz mevsimidir. Yazın böyle yapılara dış havanın girmesine izin verilirse soğuk duvarlarda su yoğuşur. Fiziksel şartların ters olması, belirli kuralların da ters çevrilerek kullanılmasını sağlar. Böylece pratikte bu gibi yapılar üzerinde soğuk çatıların elverişsiz olduğu görülmüştür. Odada iç sıcaklık 10 oC nin altındadır.

Yazın dış sıcaklık 30 oC nin üzerindedir. Çatının altındaki sıcaklık ise daha yüksektir. İçeri yönelik olan ısı ve buhar akımı nedeniyle yalıtım malzemesinin alt bölgesinde su oluşur ve kendini “su lekeleri” olarak gösterir. Bu nedenle alışılmış uygulamaların tersine alt kabuğun buhar kesici üst tarafta yer almalıdır. Fakat başka bir sorun bu sefer baş gösterecektir. Bütün yıl boyunca 6 – 10oC lik iç sıcaklıkları olan odalarda kıs mevsiminde içten dışa yönelik bir ısı ve buhar akımı vardır. Bu durumda buhar kesicinin ısı yalıtım tabakasının üzerinde yer alması hatalıdır.

Böylece bir soğuk çatı uygulamasının doğru olarak yapılamayacağı görülmektedir. Tek kabuklu bir çatı bu durumda daha yerindedir.

Böyle odalar en iyi şekilde güneşli kış günlerinde doğal havalandırmayla kurutulurlar. Sıcak yaz günlerinde yapılacak havalandırmalar hemen gözle görülebilecek su oluşmalarına neden olabilir.