29 Aralık 2014 Pazartesi

Kale DEKOR

Çizgi Desenli, Hazır Renkli Sıva

Tanımı

Akrilik emülsiyon esaslı, içte ve dışta kullanılabilen, mala ile uygulanan ve mala ile desen verilen, kalın çizgi desenli, dekoratif, hazır renkli sıvadır.

Özellikleri

— Suya dayanıklıdır.

— Dışarıdan içeriye su geçirmemesine rağmen, içerideki nemi dışarıya atabilme kabiliyeti ile binaların nefes almasını sağlar.

— UV, aşırı soğuk veya sıcak, yağmur, kar, nem gibi ağır hava şartlarından etkilenmez,
kabarmaz, çatlamaz, renkleri solmaz.

— Alkaliye dayanıklıdır.

— Malanın hareket yönünün değiştirilmesi ile elde edilen yatay, düşey veya çizgi desenleri ile oldukça dekoratiftir.

— Solvent içermediği için kokmaz, insan ve
çevre sağlığına zarar vermez.

kaynak : http://www.kalegrubu.com.tr/UserFiles/Image/products/groups/manto/pdf/shape.pdf

17 Aralık 2014 Çarşamba

Plastik Örtü ile Yapılan Su Yalıtımı Uygulamaları

Plastik esaslı örtüler genelde yüzeye yapıştırılmazlar. Tek kat uygulanırlar. Ancak gerektiğinde yüzeye mekanik tespit ile irtibatlandırılırlar. Özel durumlarda satha yapıştırılırlar. Yüzeye irtibatlandırılmayan detaylarda koruyucu geotekstil ve 5 cm kalınlığında çakıl serilmelidir. Beton yüzeylerde, betonun kimyasal yapısından (pH'ından) korunması ve yüzeyde muhtemel pürüzlerden etkilenmemesi amacıyla beton ile örtü arasına, üzerinde gezilmeyen çatılarda 200-300 gr/m2, üzerinde gezilen çatılarda ise 500 gr/m2 geotekstil keçe serilir. Yapının fonksiyonu için gerekli bağlantı noktalarında plastik örtüler için, bitümlü örtülerinkine benzer özel yardımcı malzemeler geliştirilmiştir (Köşe elemanları, süzgeç, boru geçiş elemanları, dilatasyon elemanları vs.) Ban plastik örtüler bitüm ile uygulanabilirken, genelde lastik örtüler (PVC esaslı) aşağıda tanımlanan üç ana yöntemle uygulamaları yapılır.

EL FÖN MAKİNESİ (Leister)

Değiştirilebilen çeşitli ağızlarda, sıcaklık ayarlı hava üfleyen bu cihaz ile örtüler bini yerlerinden el silindiri baskısı yardımıyla kaynak yapılır.

THF SOLVENT

Solvent sürülerek örtülerin yapıştırılma prensibine dayanır. Daha çok metal düşey yüzeylerde yapılan bir uygulamadır.

ROBOT MAKİNESİ

Sıcak hava üfleme ile kaynak prensibine dayalıdır. Kendi kendine örtü ek yeri boyunca yürüyen makineler ile yapılan uygulamalardandır. Hava basınç testi için çift kaynak yapan modelleri vardır.
BİNİLER
Serbest serim veya tamamen yapıştırmalı uygulamalarda biniler 5 cm veya örtülerin fabrikada imalat esasında işaretlenen ölçüsünde bindirilerek yapıştırılır. Raptet ile veya lama ile tespit uygulamalarında tespitin cinsine göre 6-12 cm arasında bindirilerek yapıştırılır. Hava basınç testi uygulaması istenilen biniler için robot makine ile çift kaynak esasına göre 10 cm bini yapılır. Arada bırakılan boşluğa 5 dakika süre ile 2 bar test basıncı uygulanır. Kabul edilebilir basınç kaybı sınırı %20'dir. Fön veya solvent ile Yapıştırma işleminden sonra tornavida ağzı ile yapışma kontrolü yapılır. Yapışmayan yerler ince uçlu fön ağzı ile tekrar yapıştırılır. Daha sonra bini hizası boyunca PVC pastası uygulanır. Enine bindirme binilerin bir çizgi oluşturmasına izin verilmez. Mutlaka şaşırtma yapılmalıdır Şaşırtmalar enine veya boyuna eksenlerde olabildiği gibi yardımcı bir örtüden de yararlanılabilir.
MEKANİK TESPİTLER
Üzerinde ayrıca bir koruyucu elaman yer almayan ve yüzeye yapıştırılmayan plastik örtülerle su yalıtımı yapılan teras çatılarda rüzgarın vakum etkisine karşı plastik örtülerin taşıyıcı zemine mekanik olarak tespit edilmeleri zorunludur. Mekanik tespitler, pul ve vidadan oluşan raptetler ile noktasal olarak veya özel laması ve vidasıyla şeritsel olarak uygulanırlar. Mekanik tespit yoğunluğunu ve yerleştirme planını, binanın yüksekliği, bölgenin hakim rüzgar şiddeti, bina planının geometrik formu ve en/boy orantı faktörleri belirlenmektedir. Mekanik tespit planında üç ayrı yoğunluk bölgesi öngörülür. Bunlar köşe bölgesi, kenar bölgesi ve oda bölgedir.
Mekanik tespitlerin belirlenmesinde pratik bir formül olarak, türbülans oluşan köşe bölgelerinde m2' ye 8 adet, kenar bölgelerinde 6 adet ve orta bölgelerinde ise 4 adet tespitten daha az olmamasına dikkat edilmelidir. Rüzgarlı bölgelerde 1 adet emniyet olarak eklenmesinde yarar vardır. Noktasal tespitler dar enli örtülerde bini altında kalacak şekilde kullanılırken, özel lama ile şeritsel tespitler geniş enli örtülerde, örtü boyunca ve üstten uygulanır. Daha sonra üzerleri ayrıca kapatılır. Plastik örtülerde temel ve çatı detay prensipleri bitümlü örtülerde olduğu gibidir. Ancak temellerde, düşey perde duvarlarında satha yapıştırılmayıp özel ankrajları ile asılması ve ek yerlerinin örtülerek yapıştırılması suretiyle uygulanır.

15 Aralık 2014 Pazartesi

Doğalgaz faturasını düşürmenin yolları

Çatınızı uygun bir yalıtım malzemesi ile yalıtın.

Duvarlarınıza mantolama yaptırın.

Pencerelerinizde çift cam ya da çift pencere kullanın. Pencerelerin ve dışa açılan kapıların kenarlarını uygun bir plastik sünger malzeme ya da kağıt bantlarla kapatın.

Isı verimliliği yüksek radyatör seçin.

Radyatörlerinizin önüne ve üstüne eşya, mobilya, mermer koymayın, üstlerini kapatmayın. Perdelerin de radyatörlerin önünü ve üstünü kapatmamasına dikkat edin.

Periyodik olarak radyatör temizliği ve kombi bakımını yaptırın.

Sadece evde olunan vakitlerde kombiyi yakmak ya da sıcaklık ayarını yapmak için kombiyi açıp kapatma yanlışlığına düşmeyin. Kış başladığında, kombinizi çalıştırma ihtiyacı hissettiğiniz tarihten itibaren mevsim sonuna kadar düşük sıcaklıkta sürekli açık kalması öneriliyor. - Normalde oturma odaları için 22 santigrat derece, yatak odaları için 20 santigrat derece sıcaklık öneriliyor. Ancak oda sıcaklığının 1 santigrat derece düşürülmesi halinde toplam yakıt tüketimi yüzde 7 düşüyor.

Öte yandan doğalgaz faturasını düşürmek için binaların ısı yalıtımı da önemli XPS Isı Yalıtımcıları Derneği Başkanı Emrullah Eruslu, ısı yalıtımı yaptıracak vatandaşları levha kalınlığı konusunda bilgilendiriyor. ‘Yalıtım tasarruftur’ kampanyası başlattıklarını açıklayan Dernek Başkanı Eruslu, Türkiye genelinde 16 milyon yalıtımsız bina olması nedeniyle her yıl 10 milyar dolarlık ithal enerjinin boşa gittiğine dikkat çekti. Isınma ve soğutma faturasını düşürmek isteyenler dikkat! İstanbul’da ısı yalıtımında 5 cm yerine 10 cm kalınlığında levha kullanarak, yıllık doğalgaz faturasını 1500 liradan 750 liraya düşürebilecek

kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27706071.asp

12 Aralık 2014 Cuma

Isı Yalıtımı Yangında da Koruyor

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Dr. Robert Murjahn Enstitüsü Bilimsel Araştırma Merkezi (RMI – Türkiye) işbirliğiyle, dış ısı yalıtım sistemlerinin yangın performansını ölçmeyi amaçlayan “Full Scale” yangın testleri ülkemizde ilk kez gerçekleştirildi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Selami Merdin, TSE temsilcileri, akademisyenler ve çeşitli sektör temsilcilerinin katılımıyla Kayseri İncesu Organize Sanayi Bölgesinde gerçekleştirilen testlerde ülkemizde yaygın olarak kullanılan dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin yangına olan dayanımı Türkiye’de ilk defa “gerçek bina ölçekli bilimsel metotlar” ile test edildi.

Neden Yangın Dayanımı, Neden Gerçek Ölçekli Yangın Testleri?

Binalarda kullanılan malzemeler bir yangın esnasında kuşkusuz ki yangının ilerlemesini hızlandırmaktan ziyade, yavaşlatıcı, geciktirici veya engelleyici rol oynamalıdır. Yangının binanın bölümleri arası ilerlemesini geciktirici malzemeler ve uygulama teknikleri mevcut. Ancak uygulanan her teknik veya kullanılan her malzemenin belirli bir ek maliyetinin olmasının yanı sıra, bunlar binanın ömrü, dayanımı veya güvenliği açısından ek sakıncalar doğurabiliyor. Bu sebepten dolayı, binaların yangına karşı güvenliğini teknik olarak “en azami” seviyede kılan uygulamalar yerine, teknik ve ekonomik olarak “en optimum” seviyede kılan uygulamaların tespit edilmesi gerekiyor.
En optimum malzemelerin ve uygulama tekniklerinin tespit edilebilmesi için, yangın testlerinin gerçekçi olması, malzemeleri doğru değerlendirmesi gerekiyor. Ülkemizde yürürlükte olan standartlar bu anlamda yeterli olmamasına karşın, birçok Avrupa ülkesinde yaygın olarak yapılan “gerçek bina ölçekli yangın testleri” sayesinde doğru değerlendirmeler yapılabiliyor ve en optimum malzemeler ve uygulama teknikleri tespit edilebiliyor.

Bir İlk: Devlet – Özel Sektör İşbirliği ile Yangın Testleri

7 Kasım 2014 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Dr. Robert Murjahn Enstitüsü işbirliği ile yapılan yangın testleri, devlet – özel sektör işbirliği ile yapılmış, doğru malzemeleri ve uygulama tekniklerini bilimsel metotlar ile tespit etmek için yapılmış bir çalışma olması itibarı ile Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Bakanlık, sorumlu olduğu yönetmelik düzenlemelerinde doğru adımlar atabilmek için bilimsel testleri referans almış ve sonuçları doğru değerlendirmek için testlere bizzat iştirak etmiştir. Bu işbirliği, Bakanlığın yaptığı titiz çalışmanın ve bilimsel sonuçlara olan inancının göstergesidir.

Testlerde çeşitli tipte dış cephe ısı yalıtım (mantolama) sistemlerinin yangına tepkisi tespit edilmiştir. Yaklaşık 5 saat süren testleri titizlikle takip eden ve sonrasında açıklama yapan Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Selami Merdin, “Biz burada enerji verimli, sürdürülebilir, güvenli bir bina için özellikle dış cephe sistemlerinin güvenilirliğini test etmiş bulunuyoruz. Bu deney sonucunda elde etmiş olduğumuz verilerle de düzenleyeceğimiz kanun, yönetmelik ve mevzuatlarda değerlendirmede bulunacağız.” dedi. Selami Merdin devamında “Farklı kombinasyonlarda uygulanmış dış cephe sistemlerinin yüzey yangın yürümesini gerçekleştirmediğini, yangının yayılmasına katkı vermediğini gözlemlemiş bulunuyoruz.” açıklamasında bulundu.

Tüketiciler Spekülasyonlara Değil Bilimsel Sonuçlara İtibar Etmeli

Ülkemizde ilk kez bu kadar büyük ölçekte yapılan testlerde her biri 25 m2 ve toplamda 100 m2 büyüklüğündeki dört farklı tip mantolama sistemi Avrupa standartlarına göre yangın testine tabi tutuldu. Test esnasında 5,5 metre yüksekliğindeki test yüzeylerinin sıcaklığı ve cephede alev ilerlemesi olup olmadığı gözlemlendi. İlk testte 5 cm EPS, ikinci testte ise 5 cm taşyünü içeren mantolama sistemleri yaklaşık 30’ar dakika boyunca test edildi. Test sonucunda 5 cm EPS sistem ile 5 cm taşyünü sistem aynı yangına dayanım performansı sergiledi ve testleri geçti. 10 cm EPS ve yangın bariyerli olarak 12 cm EPS içeren diğer mantoma sistemleri de diğerleri ile aynı performansı sergiledi ve testleri geçti.

Dr. Robert Murjahn Enstitüsü Bilimsel Araştırma Merkezi (RMI – Türkiye) Müdürü Güneş İnan, test sonrası yaptığı açıklamada “Mantolama sistemlerin yangın karşısında gösterdiği dayanım, sadece kullanılan ısı yalıtım malzemesine indirgenmemeli. Yaptığımız testler, yangın performansının ağırlıklı olarak cephenin en dış katmanını oluşturan sıva ve güçlendirme amaçlı sıva içine gömülü file tarafından belirlediğini gösteriyor. Bu sonuçlar, tüketicilerin mesnetsiz bilgilere değil bilimsel sonuçlara itibar edilmesinin önemini ortaya koyuyor.” dedi.

Doğru Malzeme, Doğru Uygulama

Güneş İnan devamında “Bu testler bize Türkiye’de son 15 yıldır doğru malzemeler ve doğru uygulama teknikleri ile yapılan milyonlarca metrekarelik mantolama uygulamalarının yangın açısından güvenli olduğunu işaret ediyor. Test sonuçları, EPS içeren mantolama sistemlerinin yükseklik sınırı veya bina tipi kısıtlaması olmadan tüm binalarda güvenle kullanılabileceğini gösterdi. Ülkemizde son yıllarda uygulama standartları ve mesleki yeterliliklerin belgelendirilmesi konusunda çok önemli adımlar atıldı, ancak bunların yaygınlaştırması için hem devletimizin hem de özel sektörün üzerine düşen görevler var.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Yeni İş Güvenliği Paketi’nde Mesleki Yeterlilik Kurumu aracılığıyla yapılan mesleki belgelendirmeye verdiği destek son derece anlamlı. Mantolama uygulamalarının belgelendirilmiş uygulamacılar tarafından yapılması, hem uygulama kalitesini hem de uygulama esnasında iş güvenliği kurallarına uyulması yönünde kişisel bilinci artırıyor. Bu bağlamda, doğru malzemelerin belgelendirilmiş uygulamacılar tarafından uygulanması konusunda ısrarcı olmalıyız. Doğru uygulamalara olan güvenin de, doğru olmayan uygulamalar veya bilimsel dayanağı olmayan bilgiler dolayısı ile erozyona uğramasına izin vermemeliyiz.” dedi.

İngiltere Örnegi

Büyük çaplı “full scale” testlere duyulan ihtiyaç konusunda sorulan soruya Güneş İnan “Ülkemizde ve Avrupa’daki standartlar, mantolama sistemlerinin gerçek yangın dayanımını tespit etmek için yeteri değil. İngiltere, Almanya, Avusturya gibi birçok ülkede bu tür büyük ölçekli testler uzun yıllardan beri yapılıyor. Ülkemizdeki mantolama sistemlerinin de bu testlerden geçmesi ve Bakanlığın hazırladığı yönetmelikler vasıtasıyla, özellikle yangın riski yüksek olan binalarda bu testlerde başarılı olmuş sistemlerinin kullanımına izin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İngiltere’deki yönetmelikler 18 metreden yüksek binalarda sadece bu tür testlerden geçmiş cephe sistemlerinin kullanılmasına izin veriliyor. Bilimsel yöntemlere ve testlere dayalı benzer düzenlemeler ülkemizde de olmalı.” dedi.

Alanımızda Takip Eden Değil, Takip Edilen Olmak İstiyoruz

Türkiye mantolama pazarı son 10 yıl içerisinde hızlı bir büyüme sonucu Avrupa’nın en büyük mantolama pazarı haline gelmiş durumda. Avrupa Isı Yalıtım Sistemleri Derneği EAE’ye göre Türkiye’de 2013 yılında 63 milyon m2 mantolama uygulaması yapılmış olmasına karşın, en yakın takipçileri arasında yer alan Polonya’da 40 milyon m2, Almanya’da ise 36 milyon m2 mantolama uygulaması yapıldı. Konuya ilişkin açıklama yapan Güneş İnan, “Mantolama pazarının ulaştığı büyüklük, ülkemizde enerji verimliliğine verilen önemin göstergesi. Bu son derece memnuniyet verici. Ulaştığı pazar büyüklüğü dolayısı ile ülkemiz Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri tarafından örnek gösterilir konuma geldi. Bu da son derece memnuniyet verici. Biz ancak bununla yetinmek istemiyoruz. Ülkemizin pazar büyüklüğü olarak elde ettiği liderliği, teknik alanlarda elde edeceğimiz liderlikler ile sürdürülebilir kılmak istiyoruz. Biz her alanda takip eden değil, takip edilen olmak istiyoruz. Kanun ve yönetmelikler de buna dahil.” dedi.

Ülkemizin 2023 yılı Enerji Verimliliği hedeflerine ulaşabilmek için önemli bir yere sahip olan dış cephe ısı yalıtım sistemleri son kullanıcılara ekonomik kazancın ötesinde birçok fayda sağlıyor.
Yangın testini başarıyla geçen dış cephe ısı yalıtım sistemleri ayrıca sağladığı fayda ve avantajlar konusunda da ön plana çıkıyor.

Dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin fayda ve avantajları;
- Isı yalıtımı binadan dışarıya ısı kaybını azaltıyor, enerji tasarrufu sağlıyor.
- Ortalama % 50 yakıt tasarrufu sağlıyor ve kendini 2 ila 5 yılda amorti ediyor.
- Sadece kış aylarında yakıt giderlerini değil, yazın da soğutma giderlerini azaltıyor.
- Mekânlarda ısının dengeli dağılımını sağlıyor.
- Konut içindeki dengeli ısı dağılımı sayesinde, yaşanan mekânlarda rutubetsiz, sağlıklı ve konforlu yaşam ortamı oluşmasını sağlıyor.
- İç yüzeylerde terleme sonucu küflenme, siyah leke oluşması ile sıva ya da boyaların kabarmasını engelliyor.
- Yapının dayanıklılığını sağlayarak ömrünü uzatıyor.
- Binanın onarım masraflarını azaltıyor.
- Binanın dış cephesini güzelleştiriyor.
- Atmosfere giden karbondioksit miktarını azaltarak, hava kirliliğinin azalmasına ve çevrenin korunmasına katkıda bulunuyor.

kaynak : http://www.gazetevatan.com/isi-yalitimi-yangina-karsi-da-koruyor-698896-emlak/

11 Aralık 2014 Perşembe

Kanal ve Göletlerde Su Yalıtımı

Doğal zemin üzerinde veya betonarme döşeme üzerinde oluşturulacak suni göletlerde polimer bitüm membranlar, su kaçaklarını engellemek amacıyla kullanılabilir. Doğal zeminde sıkıştırılmış dolgu üzerine membranların zarar görmesini engelleyecek bir ayırıcı tabakadan sonra iki kat polyester keçe taşıyıcılı polimer bitüm membran birbirine tam yapıştırılarak yüzeye serbest olarak serilir.

Üzerine koruyucu olarak yine ayırıcı tabakadan sonra koruma betonu dökülür. Betonarme döşeme üzerine de aynı yöntemle uygulama yapılabilir. Gölet su yalıtımlarında suyun basıncı ile membranların kaymasını engellemek amacıyla kenar hatlarda, basınç kuyuları oluşturulmalıdır. Kanaletlerde sıkıştırılmış zemin dolgusu üzerine yine iki kat polimer bitüm membran ile su yalıtımı gerçekleştirilir.

Tüm yalıtım uygulamalarında yukarıda bahsedilen malzemelere alternatif olarak yeni geliştirilen polimer esaslı poliüretan köpük malzemeler de bulunmaktadır. Bu tip yeni geliştirilen malzemelerle betonarme yapıların neredeyse tüm bölgelerine su yalıtımı yapmak mümkündür. Yüzey hazırlıkları tamamlanmış olan yapıya özel uygulayıcılar tarafından sprey poliüretan kopuk malzemesi uygulanarak su yalıtımı işlemi gerçekleştirilmektedir.




10 Aralık 2014 Çarşamba

Yangın Yönetmeliği

Bakanlar Kurulunun 27.11.2007 gün ve 2007/12937 sayılı kararı ile resmi gazetenin 19.12.2007 gün ve 26735 sayılı sayısında yayınlanan “Binaların yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’’ ve bakanlar Kurulunun 10.08.2009 gün ve 2009/15316 sayılı kararı ile resmi gazetenin 9.09.2009 gün ve 27344 sayılı sayısında yayınlanan “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümleri ile kamu kurum ve kuruluşları, özel kuruluşlar ve gerçek kişilerce kullanılan her türlü yapı, bina, tesis ve işletmenin, tasarımı, yapımı, işletimi, bakımı ve kullanımı safhalarında çıkabilecek yangınların en aza indirilmesini ve herhangi bir şekilde çıkabilecek yangının can ve mal kaybını en aza indirerek söndürülmesini sağlamak üzere, yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve denetimin usul ve esaslarını belirlenmiştir.

YÖNETMELİĞE GÖRE BİNALARIN KULLANIM SINIFLARI

Konutlar,
Konaklama amaçlı binalar,
Kurumsal binalar,
Büro binaları,
Ticaret amaçlı binalar,
Endüstriyel yapılar,
Toplanma amaçlı binalar,
Depolama amaçlı tesisler,
Yüksek tehlikeli yerler,
Karışık kullanım amaçlı binalar

YÖNETMELİĞE GÖRE TEHLİKE SINIFLANDIRMASI

Düşük Tehlikeli Yerler : Düşük yangın yüküne ve yanabilirliğe sahip malzemelerin bulunduğu, en az 30 dakika yangına dayanıklı ve tek bir kompartıman alanı 126 m2’den büyük olmayan yerlerdir. 
Orta Tehlikeli Yerler : Orta derecede yangın yüküne ve yanabilirliğe sahip yanıcı malzemelerin bulunduğu yerlerdir. 
Yüksek Tehlikeli Yerler : Yüksek yangın yüküne ve yanabilirliğe sahip ve yangının çabucak yayılarak büyümesine sebep olacak malzemelerin bulunduğu yerlerdir.  

YÖNETMELİĞE GÖRE KULLANILACAK YAPI MALZEMELERİNİN ÖZELLİKLERİ

Yangına karşı güvenlik bakımından, kolay alevlenen yapı malzemelerinin inşaatta kullanılmasına müsaade edilmez. Kolay alevlenen yapı malzemeleri, ancak, bir kompozit içinde normal alevlenen malzemeye dönüştürülerek kullanılabilir.
Duvarlarda iç kaplamalar ile ısı ve ses yalıtımları; en az normal alevlenici, yüksek binalarda ve kapasitesi 100 kişiden fazla olan sinema, tiyatro, konferans ve düğün salonu gibi yerlerde ise en az zor alevlenici malzemeden yapılır. Dış kaplamalar, 2 kata kadar olan binalarda en az normal alevlenici, yüksek bina sınıfına girmeyen binalarda zor alevlenici ve yüksek binalarda ise zor yanıcı malzemeden yapılır. Yüksek binalarda ıslak hacimlerden geçen branşman boruları hariç olmak üzere, 70 mm’den daha büyük çaplı tesisat borularının en az zor alevlenici malzemeden olması gerekir.
YÖNETMELİĞE GÖRE KAÇIŞ GÜVENLİĞİ ESASLARI
İnsanlar tarafından kullanılmak üzere tasarlanan her yapı, yangın veya diğer acil durumlarda kullanıcıların hızla kaçışlarını sağlayacak yeterli kaçış yolları ile donatılır. Kaçış yolları ve diğer tedbirler, yangın veya diğer acil durumlarda can güvenliğinin yalnızca tek bir tedbire dayandırılmayacağı biçimde tasarlanır. 
Her yapının, yangın veya diğer acil durumlarda yapıdan kaçış sırasında kullanıcıları, ısı, duman veya panikten doğan tehlikelerden koruyacak Şekilde yapılması, donatılması, bakım görmesi ve işlevini sürdürmesi gerekir. 
Her yapıda, bütün kullanıcılara elverişli kaçış imkânı sağlayacak şekilde, yapının kullanım sınıfına, kullanıcı yüküne, yangın korunum düzeyine, yapısına ve yüksekliğine uygun tip, sayı, konum ve kapasitede kaçış yolları düzenlenir. 
Her yapının içinde, yapının kullanıma girmesiyle her kesimden serbest ve engelsiz erişilebilen şekilde kaçış yollarının düzenlenmesi ve bakım altında tutulması gerekir. Herhangi bir yapının içinden serbest kaçışları engelleyecek şekilde çıkışlara veya kapılara kilit, sürgü ve benzeri bileşenler takılamaz. Zihinsel engelli, tutuklu veya ıslah edilenlerin barındığı, yetkili personeli sürekli görev başında olan ve yangın veya diğer acil durumlarda kullanıcıları nakledecek yeterli imkânları bulunan yerlerde kilit kullanılmasına izin verilir. 
Her çıkışın açıkça görünecek şekilde yapılması, ayrıca, çıkışa götüren yolun, sağlıklı her kullanıcının herhangi bir noktadan kaçacağı doğrultuyu kolayca anlayabileceği biçimde görünür olması gerekir. Çıkış niteliği taşımayan herhangi bir kapı veya bir çıkışa götüren yol gerçek çıkışla karıştırılmayacak şekilde düzenlenir veya işaretlenir. Bir yangın hâlinde veya herhangi bir acil durumda, kullanıcıların yanlışlıkla çıkmaz alanlara girmemeleri ve kullanılan odalardan ve mekânlardan geçmek zorunda kalmaksızın bir çıkışa veya çıkışlara doğrudan erişmeleri için gerekli tedbirler alınır.  
YÖNETMELİĞE GÖRE YANGIN ALGILAMA VE UYARI SİSTEMLERİNİN ESASLARI
Yangın uyarı sistemi; yangın algılama, alarm verme, kontrol ve haberleşme fonksiyonlarını ihtiva eden komple bir sistemdir. Yangın algılama sisteminin ve parçalarının TS EN54’e uygun olarak üretilmesi, tasarlanması, tesis edilmesi ve işletilmesi şarttır. 
Yangın uyarı sistemini oluşturan bütün kabloların ve uzak kontrol ve denetim merkezlerine iletişim maksadıyla kullanılan bütün hatların; kopukluk, kısa devre ve toprak kaçağı gibi arızalara karşı sürekli olarak denetim altında tutulması gerekir. 
Yangın uyarı sisteminin herhangi bir sebeple devre dışı kalması hâlinde, tekrar çalışır duruma getirilinceye kadar korumasız kalan bölgelerde ilave güvenlik personeli ile denetim yapılır ve gerekli tedbir alınır.


26 Kasım 2014 Çarşamba

Yapı kimyasalları derz malzemeleri ile yapısal su geçirimsizliği sağlayan malzemeler

Yapının her aşamasında, her elemanın imalatında iyileştirmesi, dayanıklılığın artırılması, hız kazanılması, kullanım ömrünün uzaması gibi amaçlarla kullanılan kimyasallardır. Genel olarak beton elemanların imalatı sırasında imalat kolaylığı sağlamak, betonun kalitesini artırmak, istenen özelliklerin verilmesini sağlamak ve su geçirimsizliği elde etmek amacıyla kullanılan yapı kimyasalları toz ya da likit (sıvı) halde bulunurlar. Genellikle; beton eleman imalatı sırasında, imalat kolaylığı sağlamasının yanında beton kalitesini artırarak istenilen özelliğin verilmesini sağlar ve betonun su geçirimsizliğini artırmada yardımcı olur. Yapı kimyasalları beton, harç katkıları ve derzlerde dolgu amaçlı olarak uygulanmaktadır. Derz dolgu olarak kullanılan malzemeler de uygulamaya yönelik olarak; dış yüzeye uygulanan, betonun bünyesine uygulanan ve iç yüzeye uygulanan malzemeler olmak üzere üç kısma ayrılır.


20 Kasım 2014 Perşembe

Hacim Akustiği

Hacim içindeki sessel olayları kapsayan bu konu, işitsel konfor yönünden yapı kabuğunun biçimlenişi ile her zaman çok önemli değildir. Ancak, yapı kabuğunun iç yüzeyleri tümüyle hacmi sarıyorsa, özellikle sesin yansıması ve yutulması yönünden konu önem taşır. Dolayısıyla iç yüzeylerde kullanılan gereçlerin uygun seçilmesi gerekir. Hacmin işlevine bağlı olarak yansıma süresinin belirlenmesinde bu iç yüzeyler etkilidir. Ayrıca, yansıyan seslerin yeğinliği arttırması olayı, hem hacim akustiği hem de gürültü denetiminde önemli yeri olan bir konudur. Örneğin, yapı kabuğu tamamen ya da büyük oranda cam olan yapıların tek mekan olarak kullanılmasında, açık planlı bürolar ve benzerlerinde olduğu gibi, akustik yönden özellikle yansıma nedeniyle ses düzeyinin artması gibi uygun olmayan durumlarla karşılaşılır. Yine, tek mekan olarak düzenlenen, sinema, tiyatro, konferans salonu gibi hacimlerde ise, işitsel konfor yönünden, çatı ve duvarları kapsayan yapı kabuğunun içinde ikinci bir cidar olarak oluşturulan asma tavanlar ve kaplamalar da kimi zaman ve koşullarda yapı kabuğunun bir parçası gibi düşünülebilir.


17 Kasım 2014 Pazartesi

Askı ve Kelepçelerde Yapılan Uygulamalar

Tesisat işlerinde borular yalıtım uygulamasına başlanmadan önce askı ve kelepçeler ile duvar veya tavanlara sabitlenmektedir. Boruların montajı sırasında askı ve kelepçelerde önlem alınmaması neticesinde yalıtımın sürekliliğinin bozulması uygulamada karşılaşılan en yaygın sorunlardan birisidir. Kelepçe ve askılarda yalıtım önlemlerinin alınmaması, ısı köprülerinin oluşarak ısı kayıp ve kazançlarının artmasına, soğuk hatlarda yoğuşma oluşarak sistemin zarar görmesine neden olur. Yalıtım önlemleri alınmadan tavan ve duvarlara tespit eden askılar sebebiyle meydana gelen ısı kayıpları, bütün boru boyundan meydana gelen ısı kaybının yaklaşık 10’da 1’i kadardır. Yalıtımın sürekliliğinin korunarak ısı köprülerinin önlenmesi için askı ve kelepçeler de; kullanıma hazır veya yerinde üretilen yalıtım destek elemanları kullanılarak önlem alınmalıdır.

Uygulamanın yapılacağı yüzeyin temizlenmesinin ardından kullanılacak boru, levha veya şilte biçimindeki ısı yalıtım malzemesi uygun uzunlukta kesilir. Eğer destek elemanı boru biçimindeki bir ısı yalıtım malzemesinden elde edilmiş ise destek elemanının boruya geçirilebilmesi için malzeme bir tarafından kesilerek yarık açılır. Destek elemanlarının askı noktasında boruya geçirilir ve yapıştırıcı vasıtasıyla açık olan ek yerleri birleştirilir. Kelepçe veya askılar takılmadan önce bağlantı elemanları ile yalıtımlı boru arasındaki baskıyı azaltacak ve yalıtımın kalınlığının azalması veya zedelenmesini önleyecek bir parça konur. Yalıtım destek elemanının boruya monte edilmesinin ardından kelepçe ve askı elemanları bağlanarak uygulama tamamlanır.

Uygulamanın yapılacağı yüzeyin temizlenmesinin ardından içerdiği yalıtım kalınlığı uygulanacak yalıtım kalınlığına eşit olacak şekilde boru biçimindeki kullanıma hazır destek elemanı seçilir. Destek elemanı ek yerlerinden açılarak askı noktasında boruya geçirilerek yapıştırıcı vasıtasıyla açık olan ek yerleri birleştirilir ve kendinden yapışkanlı bant ile kapatılır. Yalıtım destek elemanının boruya monte edilmesinin ardından kelepçe ve askı elemanları bağlanarak uygulama tamamlanır.


15 Kasım 2014 Cumartesi

Ara kat Döşemelerde Isı Yalıtımı Uygulamaları

Isıtılan hacim içerisinde yapılan ara kat uygulamalarında döşeme betonu ısı yalıtım malzemesi tarafından korunmadığından soğuktur. Dolayısıyla ısı yalıtım malzemesini geçen su buharının döşeme betonunda yoğuşma ihtimali bulunmaktadır. Bu detaylarda ısı yalıtım malzemesinin su buharı difüzyonuna karşı göstermiş olduğu dirence bağlı olarak sıcak tarafta buhar kesici tabaka kullanılması gereklidir. Buhar kesici aynı zamanda şap ile ısı yalıtım malzemesi arasında ayırıcı katman görevi görür.

Isı yalıtım levhaları; birleşim yerlerinde boşluk kalmayacak şekilde şaşırtmalı olarak döşeme betonunun üzerine yapıştırılmadan (serbest olarak) döşenir. Döşeme ve duvar birleşim yerlerinde ısı yalıtım levhaları şap kalınlığı göz önüne alınarak süpürgelik hizasına kadar devam ettirilir. Isı yalıtım levhalarının üzerine buhar kesici olarak polietilen folyo serilerek şap uygulaması yapılır. Şapın üzerine seramik kaplama yapılmasıyla uygulama tamamlanır. Tüketicinin tercihi doğrultusunda PVC, ahşap parke gibi kaplamaların döşenmesi durumunda şap tabakasının üzerine yapıştırma veya lamalı tespit yapılır. Yerden ısıtma yapılan döşemelerde ise ısı yalıtım malzemesinin üzerine buhar kesici uygulandıktan sonra buhar kesicinin üzerine plastik ayaklar yerleştirilir. Bu plastik ayaklara tesisat boruları oturtularak uygun kalınlıkta şap uygulaması yapılır. Daha sonra istenilen döşeme bitişiyle uygulama tamamlanır.




13 Kasım 2014 Perşembe

Isı Yalıtım Levhalarının Dübellenmesi

Dübellemeye başlamadan önce, yapıştırıcının tamamen kuruması beklenmelidir. Bu nedenle dübelleme işlemine yalıtım plakalarının yüzeye yapıştırılmasından en az 24 saat sonra uygulamaya başlanmalıdır. Dübellerin tespiti için duvar ve levha matkapla delinir. Dübeller; aşağıda verilen dübel yerleşimine uygun olacak şekilde yerleştirilir ve çivileri çakılır. Düzgün bir dış cephe yüzeyi elde edebilmek için, dübel kafaları yalıtım levhası yüzeyi ile aynı seviyede olacak şekilde monte edilmelidir. Kullanılacak dübel ve açılacak deliğin derinlik seçimi, uygulanacak duvar özelliklerine uygun olarak yapılmalıdır. Dübel yüzeyde en az 3cm genişlikte bir tutunma yüzeyine sabitlenmeli, gazbeton duvarlara en az 6cm, tuğla duvarlara en az 5cm ve beton duvarlara en az 4cm girmelidir. Delik boyu, dübel boyundan 1 cm büyük olacak şekilde açılmalıdır.

12 Kasım 2014 Çarşamba

Elastomerik Kauçuk Köpüğü

Elastomerik Kauçuk Köpüğü (FEF): Ekstürüzyon metoduyla, boru veya levha şeklinde üretilen elastomerik kauçuk köpüğü esaslı malzemelerdir Tesisat yalıtımında kullanılmak üzere 40-75kg/m3 yoğunluklarında levha ve boru biçiminde, alüminyum folyo kaplamalı veya kaplamasız olarak üretilirler.

Yangına tepki sınıfı D veya E’dir.
Isıl iletkenlik hesap değeri 0,030-0,040 W/m.K’dir.
Su buharı difüzyon direnç katsayısı μ≥3000 veya μ≥7000’dir.
Kullanım sıcaklığı: -40/105°C’dir.
Güneşin mor ötesi ışınlarına karşı hassastır.

6 Kasım 2014 Perşembe

Su buharı yayılması

Su buharı, suyun gaz halidir. Kaynatma (kaynama noktası) ve tabi buharlaşma (her sıcaklıkta) ile meydana gelir ; Gaz haline geçmek için gerekli ısı (600 kcal/kg) çevreden alınır. Havadaki su buharı gözle görülmez ("su buharı bulutları" hava dolaşan su buharı tanecikleridir).
Hava belirli bir miktar su buharı taşıyabilir: Hava ne kadar sıcaksa, içindeki su buharı miktarı da o kadar fazladır. Havada bulunan maksimum su buharı miktarının yüzdesini nisbi hava nemi verir. Hava Sıcaklığı düşerse havadaki buhar miktarı aynı kaldığında nisbi hava nemi artar. 
Eğer hava sıcaklığı daha da düşerse su buharı yoğuşarak su olur. Gül yaprakları üzerinde oluşan "çiğ" böyle meydana gelir. Onun için nisbi hava neminin % 100 ulaştığı sıcaklık noktasına hava su buharı karışımının "yoğuşma noktası" denir. 

Atmosferin hava basıncı 1 at veya 10.000 kg/m2 dir. Bu basıncın bir kısmı su buharı tarafından meydana getirilir, buna su buharı kısmi basıncı veya kısaca buhar kısmı basıncı denir.Su buharının yayılma kararlarının daha acık olması bakımından bu ölçü, havanın ihtiva ettiği su buharı miktarını belirtmek için kullanılır. Buhar kısmi basıncındaki farklar aynı toplam han basıncı içinde farklı su buharı molekülleri bulunmasından ileri gelir. 
Farklı buhar kısmi basınçları, yapı elemanları içine yayılarak ve ya yapı elemanı tabakaları arasında dolaşarak kendilerini dengelemeye calışır. Yapı elemanı tabakaları da kendi yayılma dirençleri ile karşı koyarlar, bu ayni yayılma direncine sahip hava tabakası kalınlığını verir; burada tabaka kalınlığı d ile yayılma direnci faktörü M nin çarpımından yayılma direnci bulunur. Bu yayılmada yapı elamanı içinde buhar kismi basınç akışı meydana gelir. Sıcaklık akışına benzer şekilde, bu akış her tabakaya, tabakaların toplam yayılma direnci içindeki paylarına göre dağılır. Burada kalınlıkları az olduğundan hava sınırı tabakaları dikkate alınmayabilirler.

Yapıda hasarları önlemek için yapı elemanları içinde yoğuşmaya önlemek gerekir.  Gerçek su buharı miktarının sıcaklıktan doğan su buharı miktarından fazla olmaya başladığı zaman yoğuşma meydana gelir.Tek cidarlı yapı elemanlarında yoğuşma yoktur. Sınır tabakası büyük olan yapı elemanlarının iç yüzeyinde yoğuşma olur, çünkü hava sınır tabakası payı büyüktür. Hava sınır tabakası payı ısı geçirme direncinin üzerinde olmamalıdır.
Buhar yalıtan bir tabakanın dış yüzünde yer alırsa, toplam buhar basıncı akışı orada meydana gelir. Bunu önlemek için içten buhar kesici yapılmalıdır.

kaynak : GNYAPI

27 Ekim 2014 Pazartesi

Soğuk Depoalrda Fiziksel Bağıntılar

Yapı fiziksel verilerin anlaşılması kusursuz inşaat yapılmasını kolaylaştırır ve çalışır bir detay için gerekli temeli sağlar. Isının yok edilmesi veya soğukluk kalorilerinin oluşturulması ısı oluşturulmasından kat kat pahalıdır. R. Hempel bunun ısı oluşturmaktan 10 ile 15 misli pahalıya mal olduğunu söylemektedir. Bir soğuk deponun çalışırlığı ve buna bağlı olarak ekonomikliği ilk olarak şunlara bağlıdır:

· Termik etki altında kalan yapı elemanlarında etkin bir ısı yalıtımı (izolasyon) ve
· Doğru yerde uygulanan, sızdırmaz olan ve öyle kalan su buharı kesici.

Yalıtmak ve kesmek, soğuk depoların temelini oluştururlar. Son yıllarda soğuk depoların çalışma sıcaklıklarının ne kadar düşürüldüğü düşünülürse bu da yerindedir.

Gıda maddeleri, genellikle derin soğutulur. 1,5 seneye kadar bir depolama süresinden sonra vitamin değerleri ve lezzetleri bozulmadan tazeliklerini korurlar. Derin soğutulan gıda maddeleri için -22o ile -28oC arasında sıcaklıklar, hatta yağlı gıdalar için (-35o) – (-40 oC) lik sıcaklıklar gereklidir. Böylece ısıtılan binalara kıyasla sıcaklık ve buhar basıncı farkları oldukça büyür. Kritik mevsim tabii yazdır.

Soğuk depolar inşasında, genel olarak ısıtılan ev inşasındaki yapı fiziksel kurallar geçerlidir. Hatta bunların önemi daha fazladır. Hatalar sadece teknik değil ekonomik açıdan da kendilerini hemen gösterirler.

Soğuk depolarda iç sıcaklıklar çalışma sırasında sabittir. ± 0 oC ve daha yukarı sıcaklıklarda
çalışan soğuk depolarda, dış sıcaklığın yüksek olduğu zamanlarda dışarıdan içeri doğru bir ısı ve buhar akımı mevcuttur. Bu odalarda kıs mevsiminde ısı ve buhar akımı yönü terstir.

kaynak : GNYAPI


25 Ekim 2014 Cumartesi

Döşemelerde Zorluklar

Bu modern döşeme kaplamalarında sık sık zorluklarla karşılaşılabilir. Bunun nedeni oda ısısında yeniden etkinleşen ve kaplamada fark edilir büzülmelere yol açan Latent (kapalı kalmış = yerleşik) gerilimler olabilir.

Bu sayede kaplama tabakaları arasında geniş, toz toplayıcı derzler meydana gelir ve çirkin bir görünüm arz ederler. Tabakalar birbirlerine kaynatılırsa bu engellenir. Fazla dolgulu kaplamalara kaynak yapılamaz (aynı şekilde lastik kaplamalara da). İyi PVC tabaka ve levhalar birbirlerine sıkıca kaynak edilebilir.

Kaynak olayı modern aletlerle kolaylaştırılmıştır. Kaynak şeritleri renklendirilebilir ve estetik etki arttırılabilir. Böyle kaplamalar üzerinde yoğun bir yaya trafiği olsa bile yıllar boyunca gözle görünür bir aşınma tesbit edilemez.

Yapı pratiğinde bu kaplamalarda kısmen buhar sızdırmazlığın yol açtığı su güçlüklerle
karşılaşılabilir:

a) Kaplamada uzun yarım sosis seklinde kabarcıklar oluşur. Bunlar kaplama yapıldıktan
kısa süre sonra meydana çıkar. alt zeminde hâlâ bol miktarda nem vardır. Kaplama bozulmuştur ve yenilenmesi şarttır.

b) Kaplama işleminden kısa bir süre sonra yuvarlak veya oval kabarcıklar ve tümsekler
oluşur. Nedeni, incelticili yapıştırıcının kalınlığı fazladır veya kaplama altındaki havanın tümü dışarıya çıkartılmamıştır. Bu kabarcıkların şekli nemin oluşturduklarınkinden biraz farklıdır.

c) Kaplama çabuk kirlenir ve kahverengi çirkin bir renge dönüşmeye baslar. Ev kadını işgüzarlıkla kaplamayı çok sık temizlemiştir. Kapama üzerinde kalın bir bal mumu filmi oluşmuş ve toz çekmeye başlamıştır. Çözücü temizleme maddeleriyle bu görüntü
giderilebilir.

d) Kaplama siyah renkli lastik ayak veya tekerleklerle temas edince giderilmesi olanaksız olan koyu renk çizgiler oluşur. Böyle temas noktaları altlıklarla izole edilmelidir.

Bunlar arasında en fazla nem kabarcıklarına rastlanır. İnşaatın hızlı bir tempoda yapılması da nem kabarcıkları oluşması ihtimalini arttırır. Dış ülkelerde betonun üst yüzeyini özel yansıtıcı ve ısı kaynaklarıyla kurutan ve bunun üzerine sızdırmaz kaplama yapan firmalar da mevcuttur. Bir beton sapın üst yüzeyindeki suyu almak karmaşık bir işlem değildir. Fakat hiçbir işe yaramaz çünkü geride kalan nemin yukarı çıkması ve kaplamayı deforme etmesi engellenemez.

Sızdırmaz plastik kaplamalar üzerinde ilkbaharda veya yazın su oluşuyorsa bunun suçlusu nemli sıcak yaz havası olabilir.  Kaplama da soğuk bir tavan üzerinde yer aldığından su yoğuşacaktır.

Daha kaliteli plastik ve elastik kaplamalar daha uzun süre aşınmazlar ve görünüşlerini korurlar. Fakat bunun için uzmanlık isteyen bir bakım şarttır.

Kaynak : GNYAPI


22 Ekim 2014 Çarşamba

ISICAM Ultra

Isıcam Ultra genellikle konutlar ile giydirme cephe dışı cam uygulamalarında kullanılan güneş kontrol kaplamalı açık füme renkli yalıtım camı ünitesidir. Isıcam Ultra güneş kontrolüne ek olarak günesin aşırı parlaklığının denetlenmesi gereken yerler ve konumlar için de uygun bir seçenektir.


Kaynak : GNYAPI

20 Ekim 2014 Pazartesi

Sıvı Yalıtkanlar ile Su Yalıtımı Uygulaması

Bir yapıda zemin altında veya üstündeki yapı elemanlarının yüzeylerine yalıtım malzemeleri soğuk ya da sıcak olmak üzere iki şekilde uygulanır.

SOĞUK UYGULAMA

Düzeltilmiş, kurutulmuş ve temizlenmiş yüzeye, soğukta kullanılabilen sıvı haldeki malzemelerin bir veya iki kat halinde uygulanmasıdır.

SICAK UYGULAMA

Düzeltilmiş, kurutulmuş ve temizlenmiş yüzeye, normal şartlarda katı halde bulunan ve ıslatılarak eriyik haline getirilen yalıtkanların bir kat veya daha fazla katlar halindeki uygulamasıdır. Sıcak ve soğuk uygulama ile sıvı halindeki yalıtkanlar kullanılarak yapı elemanlarının dış ve iç yüzeyleri yalıtıla bilir. Dış yalıtım için, bina temelinin oturtulacağı zemin üzerine 6-10 cm kalınlığında koruyucu beton dökülür ve üzeri perdahlandıkça yalıtım malzemesi gibi sıvı haldeki veya zift, asfalt gibi ısıtılarak sıvılaştırılan yalıtım malzemeleri sürülür. Temel ve döşeme beton dökülürken yalıtım tabakasının zedelenmemesine dikkat edilir. Temel duvarlarının dış yüzü çimento harcı ile sıvandıktan sonra sıvı haldeki yalıtım malzemesi bir veya daha fazla katlar teşkil edecek ve temel ile duvarın birleşim yerinde boşluk veya aralık bırakılmayacak şekilde sürülür. Gerekirse sürülen yalıtkanın dışında bir koruyucu duvar yapılır. Bina temel duvarının dışından, yalıtım yapılmasına imkan yoksa, yalıtım içeriden yapılır. Döşeme grobetonu ve duvara çimento harcı sıva yapılıp kurutulduktan sonra sıvı haldeki yalıtkan sürülür. Döşemede yalıtım malzemesi üzerine tesviye betonu sürüldükten sonra döşeme kaplaması yapılır. Duvarda yalıtım üzerine yağlı boya veya badana yapılamaz. Duvar kağıdı kaplanamaz.

13 Ekim 2014 Pazartesi

Bina Dış Pencereleri

Son yıllarda yapı cephelerinin pencere yüzeyi oranları, gittikçe artmıştır. Brüt cephenin pencerelerinin yüzey oranı, geleneksel yapı tarzında % 15-25 iken, bu  değer bugün % 35-90’a kadar ulaşmıştır. Bu sebeple bir çok yapı fiziksel sorun ortaya çıkmıştır.

SORUNLAR

Dış cephenin ne kadarının cam yüzey olacağı, şartlara göre, farklı şekilde saptanması gereken bir problemdir. Fazla büyük cam yüzeylerinin hiçbir gerekçe göstermeden ve sadece estetik açıdan değerlendirilerek, yapıya sadece modern bir görünüm kazandırılacak şekilde uygulanması hatalıdır. Bir çok şehirde modern bir yapının, fazla büyük olmayan dış pencerelerle de sağlanacağına dair yeterli kanıtlar mevcuttur.
Doğaldır ki, ısı yalıtımı başta olmak üzere büyük cam yüzeylerin lehinde ve aleyhinde söylenecek çok şey vardır.
Şehre bağlanmış insanın ışık, hava, güneş ve doğaya olan özlemi mümkün olduğunca büyük pencerelere karsı isteği arttırmaktadır. Ama buna karsı zemine kadar ulaşan pencerelerde, ev sahibinin cam yüzeyi alt kısmını çeşitli yöntemlerle dışarıdan içeriyi göstermeyecek hale getirdikleri ve böylece yine belli bir tür duvar paravanası, parapet oluşturdukları görülmektedir.
Büyük cam yüzeyleri savunanlar, büyük pencereler sayesinde kullanılan sahanın arttığını iddia etmektedirler. Pencere yüzeyi küçük olan çalışma odalarında şimdiye kadar kişi basına 15 – 20 m2 zemin alanı düşerken bu değerin, İsviçre’deki aşırı büyük pencereli bürolarda kişi basına 7,4 m2 ye düşürüldüğü, stop – ray camlarından (ışın kesici camlar) büyük pencere alanı olan bir büroda çalışanlara kişi basına sadece 6,5 m kullanım alanı yetmekte olduğu söylenmektedir. Buna karsı pratikte, kafa isçilerinin bu tür “rasyonel” odalardan uzak kalıp, nitelikli konstrüksiyon ve donanımlarına rağmen büyük büroları terk edip tek kişilikmütevazi büroları tercih ettikleri sık sık görülmektedir.

Büyük pencerelerin sakıncaları da görmemezlikten gelinemez. Seiffert, mimarların büyük cam yüzeylerin neden olacakları büyük enerji – ekonomik dezavantajlar ve fizyolojik hasarlar konusunda aydınlatılmaları gerektiğini söylemektedir. Batı Almanya’da devlet hesaplama merkezi, mimarların yapı tarzının “bir işe yaramaz” olduğunu ileri sürmüş ve o günkü duruma göre “Pencere yüzeyleri tüm dış duvarları kaplarlar ve zemin alanının, yaklaşık % 40 kadar alanları vardır. Diğer odalarda pencereler zemine kadar ulaşır ve zemin alanının % 66’sı kadardır. Yazın büro odalarında 36 oC ye kadar sıcaklıklar ölçülmüştür.Çalışanlar arasında bayılma olayları görülmüştür.” demiştir.
Ülkemizde de bir çok iş yeri ve Resmi Daire binalarında neredeyse dış cephenin % 100 ünü kaplayan pencereler olduğunu biliyoruz. Güneşten korunma levhalarının sonradan eklenmesi çok masraflı olup, dış görünüşü bozduğundan başka, teknik açıdan gerçekleştirilmesi de genellikle olanaksızdır. Özellikle hafif cephelerde büyük pencere alanları, yazın oldukça dezavantajlıdırlar.

Pencere boyutlarının belirlenmesinde mimar, sadece estetik açılardan etkilenmemelidir. Hem konstrüksiyon, hem de ekonomi açısından elverişli pencere boyutunu bulmak hiçte kolay değildir. Pencereler yapılarına ve odanın kullanım alanına göre şu noktalar göz önüne alınarak boyutlandırılmalıdır.

•Gün ışığı gereksinimi,
•Kış durumu (ısı kaybı),
•Yaz durumu (ısı yüklemesi).


Kaynak : GNYAPI


11 Ekim 2014 Cumartesi

Soğuk Yapılarda Isı Yalıtımı

Kış mevsimlerinde soğuk ya da maksimumum derecede serin olan ve ısıtılmayan yapılara soğuk yapılar denilmektedir. Bu tip yapıların çatılarının tavanlarında ısı yalıtım katmanları bulunabilir. Ekseriyetle bu çatılar sadece sac, cam ya da lifli çimentodan meydana gelirler.

Lifli çimentodan ondüle levhalar, metal, cam veya plastik folyolardan hafif çatıların ısı yalıtımı ve ısı depolama değeri çok düşüktür. Bu değerler ihmal edilebilir. Güneş altında çabucak ısınırlar ve çatısını oluşturdukları hacmi aşırı derecede ısıtabilirler. Böyle bir bölme az havalandırılır, hatta hiç havalandırılmazsa dış havanınkini aşan iç sıcaklıklara ulaşılır. Bu durum özellikle güneş ısınlarının büyük pencereler veya çatı yüzeyindeki camlı bölmelerden hiç engellenmeden içeri girebildiklerinde görülür.

Güneş battığı zaman ince çatı çabucak soğur. Isı yansıtmaları o kadar fazladır ki sıcaklığı soğuyan dış hava sıcaklığının altına düşebilir. Kapalı hacim içinde hava henüz sıcaktır. Bu nedenle cam çatılı kapalı çarşılarda sık sık rastlanan su oluşumları görülür.

Bundan korunmanın iki yolu vardır. Basit yöntem, oluşan sıcak havayı doğal havalandırmayla dışarı vermek ve serin gece havasının engelle karşılaşmadan yapı içine girmesini sağlamaktır. Diğer yöntem bir ısı yalıtım tabakası kullanmaktadır. Isı geçirim direnci R = 0,17 m2.K/W lik bir yalıtım tabakası yeterlidir.

Basit bir ahşap kabuklu çatı, bu yalıtım değerini sağlar. İçinde su ile çalışılan imalathaneler de soğuk yapı sayılırlar.

Buralarda içeride bulunan su hava sıcaklığını düşürür ve nem oranını arttırır. Bu gibi yapılarda kritik mevsim, normal nemli yapıların aksine yaz mevsimidir. Yazın böyle yapılara dış havanın girmesine izin verilirse soğuk duvarlarda su yoğuşur. Fiziksel şartların ters olması, belirli kuralların da ters çevrilerek kullanılmasını sağlar. Böylece pratikte bu gibi yapılar üzerinde soğuk çatıların elverişsiz olduğu görülmüştür. Odada iç sıcaklık 10 oC nin altındadır.

Yazın dış sıcaklık 30 oC nin üzerindedir. Çatının altındaki sıcaklık ise daha yüksektir. İçeri yönelik olan ısı ve buhar akımı nedeniyle yalıtım malzemesinin alt bölgesinde su oluşur ve kendini “su lekeleri” olarak gösterir. Bu nedenle alışılmış uygulamaların tersine alt kabuğun buhar kesici üst tarafta yer almalıdır. Fakat başka bir sorun bu sefer baş gösterecektir. Bütün yıl boyunca 6 – 10oC lik iç sıcaklıkları olan odalarda kıs mevsiminde içten dışa yönelik bir ısı ve buhar akımı vardır. Bu durumda buhar kesicinin ısı yalıtım tabakasının üzerinde yer alması hatalıdır.

Böylece bir soğuk çatı uygulamasının doğru olarak yapılamayacağı görülmektedir. Tek kabuklu bir çatı bu durumda daha yerindedir.

Böyle odalar en iyi şekilde güneşli kış günlerinde doğal havalandırmayla kurutulurlar. Sıcak yaz günlerinde yapılacak havalandırmalar hemen gözle görülebilecek su oluşmalarına neden olabilir.


30 Eylül 2014 Salı

Termo Elektrik Santrallarde Isı Yalıtımı

Termo-elektrik santralarının kendilerine özgü bir kliması vardır. Bu klima, santralar değiştikçe farklılıklar göstermektedir. H. J. Riebe, Doğu Almanya’daki 37 adet santralları  incelemiş ve ölçümler yapmıştır. Riebe, santrallerin ana binasıyla ilgilenmektedir.
Kazan dairesi, kömürlük dairesi ve makine dairesi ana binanın bölümleridir. Termo-elektrik santrallarındaki ısı, artık madde sayıldığından mümkün olduğu kadar çabuk yok edilmesi (dışarı verilmesi) istenir. Buhar valfları ve borularındaki sızmalar sayesinde hava nem oranının yükseldiği sık sık görülür. Çatı tavanından damlayabilecek su, elektrik düzeni için zararlı olacağından sıcak odaların çatısının ısı yalıtımı iyi olmalıdır. Merkez odaları, çok sıcak fabrika karakterindeyse yalıtımdan vazgeçilebilir.

KAZAN DAİRELERİ

Kazan dairesinin iyi bir rüzgar ve dış hava korunumu olmalıdır. Kazanın arka duvarı aynı zamanda binanın dış duvarını oluştururlar. Kazan dairelerindeki şartlar Riebe tarafından genelde kabul edilenden çok daha kötü olarak belirlenmiştir. Kazan dairesindeki hava sıcaklığı 24-35 oC, rölatif hava nemi % 20 - % 60 arasındadır. 0,26 m2 . K/W lık bir ısı geçirim direnci talep edilir. Bu değer hava neminin % 60 a ulaştığı zamanlar için söz konusudur. Nem % 20 - % 30 arasındaysa kazan dairelerinin çatılarında ısı yalıtımına gerek yoktur. Kazan dairesindeki kuvvetli hava akımları yalıtımsız, çok hafif duvarlar yapılmasını sağlamaktadır. Sadece kaide bölgesinde 0,26 m2 . K/W’lik bir ısı yalıtımı gerekli bulunur. Bunun dışında duvarların oluşturulmasında hafif kaplamalar veya camlamalar yeterlidir.

KÖMÜRLÜK BİNALARI

Kömürlük binalarının duvarları büyük bir oranla makine ve kazan dairelerini çevrelerler. Kömür verme platformu üzerindeki çatı, bina çatısını oluşturur. Hava sıcaklığı 8 oC, nem değeri % 72 olarak verilmiştir. (-10 oC lik bir dış sıcaklıkta) Kömürlük binasında zayıf bir hava hareketi vardır. 
Termo-elektrik santraları hem linyit ile çalıştırılıyorsa çatının yalıtım değeri 0,26 m2 . K/W olmalıdır. Briket veya tas kömürü depolanan kömürlük binalarının çatı kaplaması için yalıtımsız ondüle lifli çimento levhalar yeterlidir. 
Kömür verme platformlarının ıslanabileceği düşünülerek duvarların masif şekilde  oluşturulmaları gerekir. Mahyalarda ve yan duvarlarda ısı geçirim direnci R = 0.17 m2.K/W olmalıdır. 

MAKİNE DAİRELERİ

Makine dairesinde 25 oC lik iç sıcaklık ve % 43 lük rölatif hava nemi mevcuttur. Fakat bu değerler çeşitli santralarda değişmeler göstermekte, 34 oC lik hava sıcaklıklarına, % 76 lık rölatif nem değerlerine rastlanabilmektedir. Bu nedenle emniyetli olması açısından makine dairesinin bulunduğu binanın çatısının ısı yalıtım değeri R = 0.45 m2.K/W olmalıdır.
Mahya duvarları ve ön duvardaki masif bölgeler için Riebe, R = 0,28 m2.K/W lık ısı geçirim direncini gerekli bulmaktadır. Bunlar, santraların inşasında uyulması gereken yegane kurallar değildir. Tecrübelerle düz çatıların dışarı verilen buharların etkisinde kaldıkları görülmüştür. Binalar genellikle komsu soğutma bacalarından dışarı verilen kesif buharlar içinde kalır. 35 oC ye kadar yükselebilen sıcaklıklar çatı üzerinde beklenmeyen ani kar erimelerine neden olabilir. Pratikte sık sık böyle durumlarla karşılaşılabilir. Isı sadece çatı yüzeyinden değil, hafif duvarlardan veya çatı camlamalarından da etkili olabilir veya dışarı verilen sıcak hava karları eritebilir. Genellikle görülen hasarlar sadece suyu dışarı doğru giderilen düz çatılı termo-elektrik santrallara özgüdür. Bu nedenle santral çatılarının suyunun içeri doğru giderilmesi yerindedir. Elektrik uzmanları buna şimdiye kadar karsı çıkmaktaydılar. Uzmanlar, patlayabilecek bir düşey yağmur borusunun elektrik devre ve düzenlerine zarar vermesinden korkmaktadırlar. Fakat bu ayırıcı duvarlar veya özel bölmelerle engellenebilir.
Belki böylece sistem pahalıya mal olacaktır fakat santraların çatılarındaki saçakların donmaları başka türlü engellenemez.




25 Eylül 2014 Perşembe

Aktif Sistem Uygulamalarını İçeren Çatı ve Cepheler

Enerji etkin yapı kavramının gelişmesi, bu konudaki yaptırımların artması ve bilinçli yapılaşma ışığında yenilenebilir enerji kaynaklarının yapı kabuğunda kullanım yöntemleri farklı sistemleri beraberinde getirmektedir. Enerji etkin tasarım parametresinin bir girdisi olan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı için bir diğer yöntem yapı kabuğunun aktif sistem ögeleri olarak elelınması
olmaktadır. Burada amaç, iç mekanda gerekli olan konfor şartlarının sağlanmasında yani başlıca
ihtiyaçlar olan ısıtma, soğutma, aydınlatma enerjisinin tükenebilir, pahalı kaynaklardan sağlanmasını
engellemek ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yapılara adaptasyonunu gerçekleştirebilmektir. Bu
amaca yönelik geliştirilen aktif sistemler; güneş ve rüzgar enerjisini iç mekanda kullanılabilir kılan
mekanik ve elektronik sistemler bütünü olarak tanımlanabilmektedir. Yapı kabuğunda güneş
enerjisinden yararlanabilmek için PV paneller kullanılmaktadır. Rüzgar enerjisinden ise Rüzgar
türbinleri vasıtasıyla aktif cephe kaplama sistemleri olarak yararlanılmaktadır.

PV paneller güneş ısısını elektrik enerjisine dönüştüren yarı iletken sistemlerdir. Yapı kabuğu,
doğrudan güneş ışınlarına maruz kaldığı için PV panellerin yapıda kullanımında verim açısından en
uygun bileşen olmaktadır. Güneş pillerinin verim oranları, çalışma prensipleri bakımından maruz
kaldıkları güneş ışınım değerlerinden ve güneş ışınlarının geliş açısına bağlıdır. Paneller, uygulanacağı yerin yıllık güneşlenme süresi dikkate alınarak, tasarım aşamasında etüt edilmelidir ve
güneş ışığını dik alacak şekilde uygun açıyla konumlandırılmalıdır. PV paneller yapı cephesinde farklı şekilde tasarım olanağı bulabilmektedir. Bu sistemler;

• Gölgeleme elemanı, (strüktüre eklendiği için en basit şekilde yapıya entegre olabilmektedir.
Elektrik üretiminin yanında güneşten koruma sağladığı için çift fonksiyon yerine
getirmektedir).
• Yağmur perdesi, (geleneksel yapı elemanına dış yüzeyden monte edilmektedir.),
• Giydirme cephe sistemleri,(hafif giydirme cephe sistemlerinde opak yada şeffaf cam panel
yerine PV panel uygulamasıdır),
• Çift tabakalı cephe sistemleri olarak sıralanabilmektedir.

PV paneller yapı kabuğu olarak cephede kullanımının yanısıra aktif sistem ögesi olarak çatıda da yer
alabilmektedir. Çatıda kullanıldığında uygun eğim açısının daha kolay verilmesi bakımından
verimlilikleri daha yüksek olmaktadır. Bir diğer avantajı ise mevcut yapılarda enerji etkin iyileştirme
kapsamında çatıya entegrasyonunun daha kolay olmasıdır. PV panellerin çatı uygulamaları;

• Bina Monte PV Sistemler
• Bina Entegre PV Sistemler olarak ikiye ayrılmaktadır.

Bina monte PV sistemler çatı kaplamasının üzerine uygulanmaktadır. Kaplama ve panel arasında
boşluk bırakıldığı takdirde paneller havalndırıldığı için enerji verimlilikleri artmaktadır. Bina entegre
PV sistemler ise, çatı strüktürünün yerini alarak kabuğun kendisini oluşturmaktadır.
Çatı ve cephelerde kullanılan bir başka aktif sistem yöntemi ise rüzgâr türbinleri olmaktadır. Rüzgâr
enerjisinden elektrik elde eden bu sistemler yapılarda özellikle çatılarda kullanım tercihine sahiptir. İç
mekan tasarımını etkilemesi ve gürültü sorunu yaratmasına bağlı olarak cephelerde kullanımı daha az
olmaktadır. Rüzgâr türbinleri yapıda:

• Bina-monte rüzgâr türbinleri
• Bina-entegre rüzgar türbinleri olarak iki şekilde kullanılmaktadır.

Bina-monte rüzgâr türbinleri, çatı yada cephe formundan bağımsız, yapıyı kule olarak kullanan
sistemlerdir. Bina-entegre rüzgar türbinleri ise, tasarım aşamasında rüzgar enerjisinin kullanımının
esas alındığı yapıların bu tasarımla şekillendiği sistem biçimidir.

Kaynak : GNYAPI


24 Eylül 2014 Çarşamba

Sıcak Fabrikalarda Yalıtım

Çok sıcak fabrikalar yüksek sıcaklıkla çalışılan fakat kuru havalı aşırı ısıtılan bölmelerdir. Gereksiz ısı, genellikle çatı veya duvarlardaki ağızlardan dışarı verilir. Sadece rölatif hava neminin düşük olmasından değil, çatı ve duvar yüzeylerinden sürekli bir hava akımı sağlandığından su oluşma tehlikesi azdır.

Patlama tehlikesi nedeniyle bazı çok sıcak bölmelerin örneğin kazan dairelerinin hafif ahşap veya kasetli çatıları vardır. Hacim yalıtımı çoğunlukla gereksizdir. Hacim klimasının değerleri biliniyorsa bu gerçek hesaplarla da ispatlanabilir. Bu arada içteki ısı geçiş direncinin belirlenmesinde (Ri) hava hareketi de dikkate alınmalıdır (Ri = yaklaşık 0,08 hm2 oC/kcal veya 0,07 m2 K/W) çatı elemanlarının büyük hareketler yapmaya zorlanabileceği bu nedenle istenmeyen sıcaklığın perdelenmesi için çatıların alt tarafına ısı yalıtım tabakalarının yerleştirilmesinin gerekebileceği unutulmamalıdır. Yazın  hem güneş ısısıyla hem de fabrikanın kendi ısısıyla aşırı yüksek sıcaklıklara ulaşılabileceğinden genleşme derzlerinin mesafeleri alışıldığından daha sık olmalıdır.

Diğer bir sorun da bitümlü çatı kaplamalarında ortaya çıkmaktadır. Tecrübelerle katran veya benzeri katran yağlarının damladığı görülmüştür. Yumuşama noktası yüksek olan bir bitümde de aynı gözlem yapılmıştır. Yağların kusulmasının basınç ve ısı etkisi nedeniyle meydana geldiği sanılmaktadır. Bitümlerin akıcı yağ cinsinden sızıntılarının çatı elemanları arasındaki en dar derzlerden dahi sızdıkları ve aşağı damladıkları ispatlanmıştır. Bu nedenle yaz mevsiminde de sıcak olan odalar üzerinde ya kuru yalıtım levhalarının yerleştirilmesi ve buhar kesiciden vazgeçilmesi veya buhar kesici altına (en fazla) kendi içinde yapıştırılmış bir yardımcı tabakanın kuru olarak yerleştirilmesinden sonra buhar kesicinin yerleştirilmesi tavsiye olunur. 

22 Eylül 2014 Pazartesi

Cephenin İç Yüzeyine Ek Kabuk Uygulaması

Bu yenileme stratejisi genellikle, kitlelerin benliğinde yer etmiş, anıt özelliği taşıyan ve bu nedenle
cephe algısını değiştirecek müdahalelerin yapılamadığı binalarda kullanılmaktadır. Ek kabuk, mevcut
cephenin yalıtım özelliklerine bağlı olarak, yalıtımlı ya da yalıtımsız panellerden oluşmaktadır. Yalıtımlı paneller taşıyıcı döşeme tarafından taşınıp, bölücü duvarlarla desteklenir. Yalıtımsız paneller ise taşıyıcı cephe ya da döşeme tarafından taşınmaktadır. Bu strateji, cephenin iç yüzeyine yeni katmanlar eklenmesi yöntemiyle yapılan ısıl performans iyileştirmelerinin geliştirilmiş versiyonudur. Ek kabuğun kendi taşıyıcı iskeleti, bu stratejiyi sadece taşıyıcı duvarlar için değil, iskelet ve giydirme cepheler için de kullanılabilir kılmaktadır.

Mimari etkisi: Uygulama cephenin iç yüzeyinden yapıldığı için binanın dış görünüşünde hiçbir değişiklik olmamaktadır. Buna karşın, ek kabukla iç mekanının etkileşiminden iç mekan tasarımı büyük oranda etkilenmekte; bu nedenle titiz bir planlama gerekmektedir. Ek kabuğun iç mekanda 
kaybettirdiği alanın da iç mekan mimarisini etkilediği unutulmamalıdır. Cephenin gelecekte oluşacak
ihtiyaçlara bağlı olarak uyarlanabilirliğinin sağlanması da ek kabuğu oluşturan bileşenlerin planlama
ve tasarımına bağlıdır.

Kullanıcı konforu ve fonksiyona olan etkisi: Bu stratejinin iç mekan yenilemesiyle beraber düşünülmesi gerekmektedir. Böylece potansiyel zehirli malzemeler cepheden uzaklaştırılarak, yeni bir iç mekan tasarımı ve iklimlendirme konsepti sağlanabilir. Ek kabuk ve kabuklar arasındaki tampon bölgenin derinliği doğal aydınlatmayı engellemektedir. Diğer yandan tampon bölge, gölgelendirme elemanları için korunaklı bir alan oluşturmakta, teknik tesisat yerleştirmek için kullanılabilmektedir. Tampon bölge dış çevreyle bina arasında yeni bir iklim alanı oluşturan bir yalıtım tabakası olarak da düşünülebilir. Binanın kış aylarındaki ısıl performansı artar. Ancak yaz aylarında aşırı ısınma sorunu gözlenebilir. Bu sorunun giderilmesi için yenilenen binalarda mekanik havalandırma sisteminin kullanılması önerilmektedir. Ek kabuk binada yoğuşma problemi oluşturabileceğinden uygulamada bununla ilgili önlem alınması gerekmektedir.

Malzeme ve enerji kullanımına etkisi: Bu strateji ile orjinal cephe büyük oranda korunmakta; dış çevre koşullarından mevcut cephe ile korunan ek kabukta teknik gereksinimler azaldığı için malzeme
ihtiyacı da azalmaktadır. Ek kabuğun geri dönüşüm kapasitesi de oldukça yüksektir. Binadan ayrı bir
konstrüksiyon oduğundan kolayca sökülüp kaldırılabilir. Ayrıca ek kabuk, cephenin ısı yalıtım düzeyini makul derecede iyileştirdiğinden, binanın ısıtılmasında kullanılan enerji miktarı da azalmaktadır.

Ekonomik etkisi: Ek kabuğu oluşturan paneller yüksek prefabrikasyon ürünü oldukarı için yerinde yapım süresi azalmaktadır. Fakat yapım işleri iç mekanda sürdürüldüğünden yenileme süresince bina
etkin olarak kullanılamaz. Ek kabuk, binanın ısıl performansını enerji ihtiyacını azaltacak düzeyde arttırarak işletme maliyetlerini azaltır. Yine de cephenin işletme maliyetleri havalandırma konsepti tarafından belirlenmektedir. Diğer yandan ek kabuk bakım ve temizlik maliyetlerini arttırmaktadır. İki kabuğun da açılarak cephenin iç mekandan tamamen kullanılır olmadığı durumlarda, cephenin dışına temizleme cihazı kurulması gerekmektedir.



15 Eylül 2014 Pazartesi

Dış Cephe Kaplamaları

Dış cephe kaplama konutlara zarar veren yağmur,rüzgar,kar,güneş gibi dış hava koşullarına karşı etkin bir koruma sunarken aynı zamanda estetik olarak binanın mimari tarzını tamamlamak için de kullanılır. Dış cephe kaplaması ses iletimi en aza indirirken, ısı ve su yalıtımı da sağlayarak binanın ömrünü de uzatır. 

Kaplama malzemeleri genellikle binanın tasarım ve estetik görünümüne uygun olarak seçilir ve uygulanır.Türkiye’de ağırlıklı olarak ahşap, prekast, american siding, yalı baskı kaplamaları, kompozit (alucobont), granit, alüminyum, doğal taş ve cam cephe kaplamaları kullanılmaktadır, Amerika,Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde dış cephe firmaları yaygın olarak (ısıl şartlara bağlı olarak) ahşap dış cephe kaplamalarıyla birlikte, american siding dış cephe kaplamaları kullanılmaktadır.

Dış Cephe Kaplama Malzemelerinin Özellikleri


Atmosferin kimyasal etkilerine dayanıklı olması,
Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden bozulmaması,
Sıcaklık farkları dolayısıyla oluşacak genleşme ve daralmalardan zarar görmemesi,
Yağış sularından bozulmaması ve suyu içine almaması,
Don etkisiyle bozulmaması,
İçten gelen ve iç yüzeyde oluşan buharın dışarıya çıkmasına engel olmaması gibi temel özelliklere sahip olmaları gerekir.

Yapı fiziğiyle ilgili olan bu özelliklerinin yanı sıra malzemeler binanın görünen yüzünü oluşturduğu için, doku özellikleriyle birlikte estetik yönden de binayı güzelleştirecek niteliklere sahip olması beklenir.

Dış cephe kaplama malzemeleri uygulama bakımından temelde 5 grupta ele alınır.
 

Dış Sıvalar
Yapıştırıcıyla Tespit Edilen Plaka Halindeki Kaplamalar
Doğal ve Yapay Taş Plakalar
Prefabrik Duvar Kaplama Panelleri
Giydirme Cepheler

Dış cephe kaplama genellikle inşaat imalat aşamasında yapıldığı için eski konutlarda uygulamak hem masraflı hem de zahmetli bir iştir. Binalara sonradan yapılabilecek dış cephe kaplamalarının en popülerleri, hızlı uygulanabilirlik ve ekonomik sebeplerden dolayı dış cephe mantolama uygulaması ve siding dış cephe kaplamalarıdır. Her iki dış cephe kaplama sistemi de hem ısı hem de su yalıtımı sağlar, uzun yıllar dayanıklılıklarını korurlar ve estetik olarak yaşam alanlarımızı güzelleştirirler.

Dış Cephe Kaplama (Mantolama) Nasıl Yapılır

Subasman Profili Uygulaması : Kullanılacak kaplama levhası kalınlığına göre subasman profilinin ebatları belirlenir. Profil duvara su terazisi ile düzgün bir hat oluşturacak şekilde ayarlanır ve dübel ile tespit edilir.

Kaplama Levhalarının Yapıştırılması : Hazırlanan yapıştırma harcı levhalara çerçeve metodu ile uygulanır ve dış yüzeyin altından başlanarak boşluk kalmayacak şekilde şaşırtmalı ( tuğla dizimi ) olarak yerleştirilir. Levhaların birleştitği kenarlarda yapıştırıcının taşmamasına dikkat edilmelidir. 

Kaplama Levhalarının Dübellenmesi : Rüzgar ve türbülans etkilerini önlemek için mekanik tespit elemanı olarak plastik dübel kullanılmaktadır. Kullanılacak dübel sayısı levha tipine,hava şartlarına ve bina özelliklerine göre belirlenir ve uygulanır. Dübeller dış cephe kaplama levhalarının ortasına ve diğer levhalar ile birleştiği ek yerlerine denk gelecek şekilde uygulanır.

Kenar ve Köşe Uygulamaları :  Kenar ve köşeler en fazla mekanik zorlanma etkisinde kalan bölgelerdir ve korunması gerekir. Bu bölgeyi korumak ve çatlama riskini azaltmak için alüminyum ya da fileli plastil köşe profili kullanılmalıdır. 

Fileli Sıvası Uygulaması : Kaplama sıvası çelik mala ile levhaların üzerine uygulanır. Donatı filesi sıva harcı henüz taze ve kurumamışken sıvanın içine gömülmelidir. Olası çatlakları önlemek için file ek yerlerinde 10 cm birbiri üzerine binili olarak uygulanmalıdır. Uygulanan sıvanın kalınlığı iki katta 3-4 mm olmalıdır.

Son Kat Dekoratif Kaplama : İlk kat sıva tamamen kuruduktan sonra tekstürlü son kat sıva uygulaması yapılabilir. Yağışlı havalarda malzeme özelliğini kaybedeceği için uygun hava koşullarında uygulama yapılmaması tavsiye edilir. Yeterli eleman sayısı ise hızlı bir şekilde ara vermeden uygulanmalıdır.

Dış Cephe Boya Uygulaması : Dış cephelerde boya uygulaması iki kat olarak fırça,rulo veya püskürtme ile cepheye uygulanmalıdır.